{ "title": "Kuyruk Sokumu Kemiği Kırılması", "image": "https://www.kuyruk.gen.tr/images/kuyruk-sokumu-kemigi-kirilmasi.jpg", "date": "21.01.2024 06:44:08", "author": "Gülşah Tonbul", "article": [ { "article": "Kuyruk sokumu kemiği kırılması, oturur pozisyonda düşme sonucu, doğum sırasında bebekte ya da annede görülebilmektedir. Kuyruk sokumu, insan vücudunda yer alan 33 tane omurun en altında bulunan son parçadır. Bu kemiğe halk arasında “poçik” ve tıp dilinde ise “koksiks” adı verilir. Koksiks leğen kemiğinin içindeki organları alttan destekleyen kasların yapışma noktası olduğu için vücut için büyük öneme sahiptir. Vertebral kolonun en alt kısmında bulunan koksiks sakrumla birleşir ve sakrokoksigeal eklem vasıtasıyla kısmi olarak hareket eder. Travma esnasında koksiksin ucu öne veya yana doğru yer değiştirir. Koksiks bölgesinde görülen rahatsız edici bu ağrılı klinik tabloya Koksigodini adı verilir. Yani kuyruk sokumu kemiği kırılması. Hasta oturduğu zaman koksiksin ucunun hareketi sonucu şiddetli ağrı ortaya çıkar. Hastalarda kuyruk sokumu bölgesinde sert yere oturunca ve defekasyon sırasında ağrı olması en önemli belirtilerdir. Bazen yürüme esnasında da ağrı olur. Otururken şiddeti artan ağrılar yüzünden yolculuk etmek, ofiste uzun saatler oturarak çalışmak ya da keyifle yemek yemek çok zor hale gelir.

Kuyruk sokumu kırığında risk faktörleri nelerdir?

Kuyruk sokumu kemiği kırığı riskini oluşturan durumlar; yaşın ilerlemesi, osteoporoz, vücutta oluşan kas kaybı, yetersiz D vitamini ve kalsiyum alımı, yapılan sporlar (Buz pateni, kayak vb.) sporlar. Bu sporlar oturarak düşme dediğimiz durumu gerçekleştirdiği için risk oluşturur. Bunların dışında bazı kemik hastalıkları ve o bölgeye yönelik bir şiddet kuyruk sokumu kemiği kırılmasına neden olur. Riskleri azaltmak için kasları kuvvetlendirmek, gerekli D vitamini ve kalsiyumu almak gerekir. Klinik muayene, direkt grafiler, gerekirse MR görüntüleme ve sintigrafi tetkiklerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu tanı konulabilmektedir.

Tedavi

Yeni kırıklarda tedavide 3 hafta kadar yatak istirahati uygulanır. Ağrıları dikkate alıp erken tanı konmasını sağlamak tedavinin süreci için olumlu olmaktadır. Hastaların sert zemine oturmaması istenir. Sünger simit şeklinde yastık üzerine oturması gerekmektedir. Ağrıyı azaltmak için analjezik, non-steroid antienflamatuvar ve myorelaksan ilaçlar verilmelidir. Koksiks üzerine enjeksiyonlar ile ağrı kesici tedavisi yapılır. Konservatif tedavinin başarı oranı daha yüksektir. Bu tedavilere rağmen hastanın yakınmaları geçmezse cerrahi müdahale uygulanmaktadır.
" } ] }